Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

yaz yaz yaz...

sevgili okuyucu, yazacağım, tamam; ben de çok istiyorum yazmayı, paylaşmayı; umarım uzun soluklu olur-nefesim yeter... ha unutmayayım diye bi de 'akıl defteri' aldım kendime, not alıp araştırıp yazacağım... bana kalırsa sosyal medya dedikleri blog'lardır, burasıdır... yazmaya zorunlu hissetmem için bir kaç konu başlığı vereyim, kendimi altlarını doldurmak için zorunlu hissederim belki diye... -'kadınlarım'a devam edeceğim; Lena Chamamyan, Souad Massi, annem... -yeni bir dizi-yazı planlıyorum, belki bir 'sanal radyo programı', rebetiko ile ilgili -biraz gündem, bilimsel bir göz, en sevmediğim ifade ile 'kristal kulenin içinden' -yemek - içmek tarifi, niye olmasın??? hürmetler

Zelal

9 kasım 2011 tarihini envarterciler Van'daki deprem ile kayda geçirecektir. Doğal. ben Zelal'in doğum tarihi olarak not düşeceğim... Maaile uzun ömürler diliyorum, melek'ler yanından eksik olmasın... hoşgeldin...

Gracias a la Vida, p.s. bu bir intihar notu degildir

Tesekkurler (aslında 'eyvallah' kelimesi de buraya yakışır) Hayat... bu sözler/sözlerle başlayan şarkı bir Şili şarkısı; Şili'li sanatçı Violeta Parra 'nın şarkısı; şarkı demek her ne kadar zor olsa da... Violeta Parra, Şili'de (Latin Amerika demek daha doğru belkide) 1950'li 1960'lı yıllarda bir müzik akımının öncülerinden bir isim; bu akım yıllar sonra Türkiye kıyılarına da ulaşır 'Yeni Türkü' (Nueva Canción) olarak... Modern enstrumanların kullanıldığı, genellikle çok sesli; sosyal konulara değinen, protest, anti-emperyalist bir müzik türüdür. Victor Jara, Inti Illimani akla ilk gelen isimler... "Gracias a la Vida" bugune kadar bir çok sanatçı tarafından söylendi; Mercedes Sosa , Joan Baez , Maria Farandouri ve Yasmin Levy ilk aklıma gelenler; Soledad Bravo, Alberto Cortez... bu parçanın ispanyolca sözlerini ve türkçe çevirilerini bulabilirsiniz nette, ama ben yine de bi türkçesini yazmak istedim; bu modamod bir çeviri değildir, izniniz

sagapo

sagapo, (I love you,) (Seni seviyorum, ) sagapo giati eisai oraia, (I love you because you are nice,) (Seni seviyorum çünkü güzelsin,) sagapo giati eisai oraia, (I love you because you are nice,) (Seni seviyorum çünkü güzelsin,) sagapo giati eisai esy... (I love you because you are you.) (Seni seviyorum çünkü sen sensin.) ki agapo, (I love) (Seviyorum) agapo kai olo to kosmo, (I love the whole world as well) (Bütün dünyayı seviyorum) agapo kai olo to kosmo, (I love the whole world as well) (Bütün dünyayı seviyorum) giati zeis kai esy mazi... (because you also live with it.) (Çünkü içinde yaşıyorsun.)

Muharrir

merhaba e(y)-okuyucu! bugun 5 Şubat; ilk blog yazımı 7 şubat 2006'da yazmışım... beşinci yılımı (doktora ile beraber) doldurdum... İlk günlerde hevesle tabii ki daha çok yazıyordum, sonra iş - güç... Bence zamanı bahane edenler zamanını verimli kullanamayanlardır; elbette dönem dönem "zamansızlık" yaşanabilir ama bunun kronikleşmesi plansızlıktan-programsızlıktan... Yazmadığım süre zarfında ne değişti derseniz çoook şey değişti derim, hayatı bıraktığınız yerde bulamıyorsunuz bir an sonra bile; bir olta attığınızda bile... “Küçüktüm, küçücüktüm, Oltayı attım denize; Bir üşüşüverdi balıklar, Denizi gördüm. Orhan Veli “ Bu çocuk bundan sonra aynı olabilir mi oltayı atmadan önceki haliyle? Yazmasam eksikliğini hissediyorum (belki az konuştuğum içindir, bilmiyorum) ama az yazabiliyorum... Muharrirlikten ekmek kazanmıyoruz ne de olsa. Ben burada "tahrir" (kelime anlamı yazı, kompozisyon, deftere geçirme, kayıt) ederken milyonlar Tahri