Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağu

 Nazım,  "...     ağu içer su yerine ...."  der,  baştan ayağa yare içindeki 'Türk Köylüsü' için... Aşık Veysel'in derdine düştüğü, yediği içtiği "içerimde ağum benim" dir... Hrant, ağulu kanın boşalması ve temiz kanın gelmesinden bahsedince, hedef gösterildi...  Ağu, bir kez girdi mi vücuda/düştü mü zihne, çıkarmak kolay olmaz; girdiği yerde çoğalır, büyür...  Atmak mümkün ama zor; kararlılık gerek, sebat gerek...       ama en önemlisi dost gerek ağuyu sökmeye... İnsanın çevresinde sadece insani özellikleri ile onu sevenler olduğu müddetçe bünyesinde ağunun kalması zorlaşır, çünkü yeri olmaz bu iyilik nehirinde ağunun... Velhasıl kelam, insan insanın ağusunu alır dostlar,    iyi ki alır, ağunun büyüdüğü bir yerdeki hayattan söz etmek mümkün müdür?
En son yayınlar
 Kaç yıl oldu... yazmak sağaltır dedik, iyi olur dedik ama yazamadık ey blog ahalisi... yazmak bir konsantrasyon gerektirir; mümkün olan en az kelime ile karşınızdakine bir şeyler anlatmak, anlamasını sağlamak için kelimeleri bulmanız, seçmeniz ve doğru bir şekilde sıraya koymanız gerek... girizgahı daha fazla uzatmadan... 16 yıl bitti... daha dün gibi; "güneşin etrafında onaltı kere döndü dünya" şairin dediği gibi, "ona sorarsanız mikroskopik bir zaman"... tabii ki Bursa'daki büyük elektrik kesintisinden bahsediyorum :) temenni ile bitireyim,  daha çok yazabilmek dileğiyle... sağlıcakla.... dinleme önerisi: Volkan İncüvez - Mandala Stüdyo Kayıtları

TV, canlı yayın, görsel medya, the stupid box, Andy Warhol, ünlü vs....

Andy Warhol göçtü bu dünyadan, sözleri baki kaldı... " herkes birgün 15 dakikalığına ünlü olacak " Acaba bunu söylerken Türkiye'de gündüz kuşağında yayınlanan programların buna aracı olacağını hiç tahmin etmiş midir? O kadar önemli ki bu kuşaktaki programlar; OHAL ortamında hemen hemen ayda bir yayınlanan KHK lara bile konu oldu... Peki ünlü olmaktan neyi kastetmiştir sizce? Gelin - Damat adaylarını mı? İnsanların kamera karşısındaki heyecanını - ruh halini bilmem ama biraz farklılaştıkları doğrudur galiba; ee kolay değil, 80 milyon kişi ekran başında onları izliyor... Sorum şu: biz ne zaman bu hale geldik? Alaşehir'de 4 yaşındaki Irmak... öldürüp canlı yayında itiraf eden, Warhol'a göre "ünlü" oldu mu?  Afyon'da 16 yaşındaki Hatice... annesi canlı yayında öldürme talimatı verdi, "ünlü"mü oldu? İstanbul'da inşaat işçisi Medet... "sevgili"si diğer "sevgilisi"ne öldürttüğünü canlı yayında itiraf etti... ...

tevarih-i hal

dijital alemde bir hesap-kitap... ilk blog yayınımı Şubat 2006'da yapmışım (40. yayınım bu)... ... güneşin etrafında onbir kere döndü dünya ... Bir kaç gün sonra da bir öğrenci kurnazlığı ile 14 şubat için bir yayın yapmıştım; içinde bir ilan ile... ... Şimdi oniki yaşına bastı, ben sana aşık olduğumda ana rahmine düşen çocuklar ... Masalların Masalı'nı okumaya başlayalı 5 seneyi geçti... ... Su başında durmuşuz, Çınar, ben bir de sen ... Saflığın, temizliğin, kardeşliğin hayatımıza gireli 3 seneyi geçti; bunun üzerine bir blog yayını yapmayışım muzdarip olduğum tembellik belasından, affet beni kızım... ... koşmak alabidiğine koş-      mak... Bunların öncesi-sonrası-arası mı? ... Dünyaya sorarsanız: ’Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman...’ Bana sorarsanız: ‘ömrüm'... 20 yıl oldu ayrılalı baba ocağından , yaşımı soranlara 20 diyorum... ... Doğrultup belim kalktığımdan beri iki ayak üstüne, ... yıkan da, yaratan da benim, yıka

madem sağaltır...

madem sağaltır, neden yazmıyorsun ??? Ya da sendromdan sendroma kompleksten komplekse girmek şart mı? Cassandra, seni duyuyorum, söylediklerini... ama doğru mu söylediklerin, doğru mu? Apollon, reva mıdır sana yüz vermeyenlere verdiğin cezalar? Yok mudur vicdanın? Geleceği bilmiyoruz belki ama herşeyi biliyoruz günümüzde; bilmesek bile iki dakikada gogıllayıp öğreniyoruz. Ee, bildin, öğrendin; buluyor musun dermanını, bitiyor mu tüm dertlerin... Madem sağaltıcağına inanıyorsan neden yazmıyorsun? Madem zamansızlığı bahane edenler zamanını verimli kullan-a-mayan ise neden verimli kullanmaya çalışmıyorsun? Ah be Cassandra, ne zor bi ömür geçirmişsindir... En kötüsü belki de dünyanın (insanın) değişmeyeceğini bilmek  midir acaba? Yıllar geçer, binlerce yıl geçer; kahin değildirler ama bazı insanlar (yazarlar, çizerler, gazeteciler, akademisyenler...) söyler/yazar ama insanlar inanmaz; inanmak istemez... (bkz. Türkiye'nin hali) Binlerce yıl geçmiştir; insanlar incir yaprağı ye

yazmak sağaltır

yazmak sağaltır... dinlemek sağaltır... enstrüman çalmak da sağaltır, tecrübe etmedim ama biliyorum... melisa sağaltır ( http://www.radikal.com.tr/radikal2/melisa_sagaltir_kamera_hasta_eder-1147007 ) ruhunuzu dillendirmek için dinleyin; müzik dinleyin; insanları dinleyin; çocukları dinleyin... klasik müzik dinleyin, rembetiko dinleyin... Marika Ninou dinleyin... Katerina Paravalou dinleyin... Cafe Aman dinleyin... Vasili Tsitsanis dinleyin... Gülbahar'ı ( Gioulmpahar)  dinleyin.. . A magical night I saw her in Miseri   She was an exotic beauty, Gioulmpahar the sweet Giarampim to giahampi, giarampim to giahabah Oh my flower, Gioulmpahar Arabs' whim, slowly-slowly   You had told me with kisses, as I was holding you in my arms   A slave to her sweet kiss, I am to her passion attached to   I cry, I long and I'm in pain, I don't forget Gioulmpahar Giarampim to giahampi, giarampim to giahabah

bir kelime...

hasta adamın bir günlük ömrü kalmıştır; bir gün... bir gün ne kadar uzun? diye sorar kendi kendine kahramanımız; "bir gün" kadar uzundur ama insana "sonsuzluk" kadar uzun da olabilir... filmde, uzun bir aradan sonra evine dönen şair insanlardan "kelime" satın alır; bilmediği, kullanmadığı, unutulmuş kelimeler... 'dil' insanın sığınağıdır; Heidegger de ' tek meskenimiz dilimizdir ' der; anlaşmak için çok az kelime kullandığımız bu zamanlarda ana diline yabancı insanlar olması mümkündür; ama acıdır... her yeni bir kelime öğrendiğimde ilk tepkim-düşüncem utanç olmuştur; anlamını bilmeden kullandığım veya kullanmadığım bir kelime olduğu için... "saye" öyle bir kelimedir; 'aracılık' anlamı dışında 'gölge' anlamı da var... "sare" de benzer; sıçramak, ihtiyaç, susuzluk dışında saf, temiz, topluluk, prenses gibi anlamları da var ... insan ufkunun genişlemesinin sınırı var mı acaba...