Ana içeriğe atla

madem sağaltır...

madem sağaltır, neden yazmıyorsun ???
Ya da sendromdan sendroma kompleksten komplekse girmek şart mı?
Cassandra, seni duyuyorum, söylediklerini... ama doğru mu söylediklerin, doğru mu?
Apollon, reva mıdır sana yüz vermeyenlere verdiğin cezalar? Yok mudur vicdanın?
Geleceği bilmiyoruz belki ama herşeyi biliyoruz günümüzde; bilmesek bile iki dakikada gogıllayıp öğreniyoruz.
Ee, bildin, öğrendin; buluyor musun dermanını, bitiyor mu tüm dertlerin...
Madem sağaltıcağına inanıyorsan neden yazmıyorsun?
Madem zamansızlığı bahane edenler zamanını verimli kullan-a-mayan ise neden verimli kullanmaya çalışmıyorsun?
Ah be Cassandra, ne zor bi ömür geçirmişsindir... En kötüsü belki de dünyanın (insanın) değişmeyeceğini bilmek  midir acaba?
Yıllar geçer, binlerce yıl geçer; kahin değildirler ama bazı insanlar (yazarlar, çizerler, gazeteciler, akademisyenler...) söyler/yazar ama insanlar inanmaz; inanmak istemez... (bkz. Türkiye'nin hali)
Binlerce yıl geçmiştir; insanlar incir yaprağı yerine don kullanmaya başlamış, mağara yerine beton evlerde (ki insanlığın en kötü icatları sıralamasında başı çeker bence beton) yaşamaya başlamış, keçi yolu yerine 6 şeritli asfalt yolda gitmeye başlamış ama dertler/tasalar/sorunlar değişmemiştir...
Oyun aynı, dekor farklı... ha, çok mu garip bu durum, değil; çünkü oyuncu insandır. zaman değişse de insanın tutkuları, içgüdüleri, istekleri, arzuları vs. pek değişmemiştir; DNA sı aynıdır; üç-beş fenotipik değişiklik vardır ama genotipik değişiklikler azdır...

Yarım yüzyılı geçti aramızdan ayrılalı usta; yetmiş yıldan fazla olmuştur "derya içre olup / deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf mahluk" dizelerini yazalı...Ama hala "kabahatin çoğu bizimdir" usta...
Irgat Osman yatmıyor yanında, ama Abdo (Abdullah Cömert) yatıyor toprağın altında upuzun, Mehmet (Mehmet Ayvalıtaş) yatıyor, Ethem (Ethem Sarısülük) yatıyor, Ali İsmail (Ali İsmail Korkmaz) yatıyor, Ahmet (Ahmet Atakan) yatıyor, Medeni (Medeni Yıldırım) yatıyor, Berkin (Berkin Elvan) yatıyor; çektiler büyük hasreti sağlıklarında...

Yazacağım.
Yazmalıyım. 
Unutmamak için,
Hatırlamak için,
Bil-in-mesi için,
Sağal-t-mak için,

verba volant scripta manent...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ümmüşen

Ümmüşen'i tanıyor musunuz? hiç dinlediniz mi? Ümmüşen Gürsoy, ODTÜ İşletme bölümünde lisans, Çukurova Üniversitesi Muhasebe-Finans ana bilim dalında yüksek lisans ve doktora ve Ç.Ü. İİBF’de öğretim elemanı, Mimar Sinan Üniversitesinde öğretim elemanı olarak çalıştı. İlk albümü "Nenni"yi 1999'da yayınlandı (ikinci albümü de 'Rüzgara Karşı' çıktı, yine Derya Köroğlu imzalı, henüz dinleyemedimmm) Albümün prodüktörlüğünü Derya Köroğlu yapmış, bir şarkıyı da birlikte söylemişler. Ümmüşen, bazı tanınan şarkıların da bestecisi Grup Yorum'un "Hayat", "Beyaz Gelinlik", Ali Asker'in "Maden Ocakları" ve Sevinç Eratalay'ın "Bebeğim Nenni" gibi. ODTÜ'den okul arkadaşı olduğu Derya Köroğlu, Ümmüşen'in üniversitedeki hálini şöyle anlatıyor: ‘‘Ümmüşen'i üniversitede dizine kadar uzanan saçları ve elinde sazıyla türkü ve bestelerini inanılmaz sesiyle yorumlarken hatırlarım. O dönemde ODTÜ Halk Bilimleri Topluluğun...

Ağu

 Nazım,  "...     ağu içer su yerine ...."  der,  baştan ayağa yare içindeki 'Türk Köylüsü' için... Aşık Veysel'in derdine düştüğü, yediği içtiği "içerimde ağum benim" dir... Hrant, ağulu kanın boşalması ve temiz kanın gelmesinden bahsedince, hedef gösterildi...  Ağu, bir kez girdi mi vücuda/düştü mü zihne, çıkarmak kolay olmaz; girdiği yerde çoğalır, büyür...  Atmak mümkün ama zor; kararlılık gerek, sebat gerek...       ama en önemlisi dost gerek ağuyu sökmeye... İnsanın çevresinde sadece insani özellikleri ile onu sevenler olduğu müddetçe bünyesinde ağunun kalması zorlaşır, çünkü yeri olmaz bu iyilik nehirinde ağunun... Velhasıl kelam, insan insanın ağusunu alır dostlar,    iyi ki alır, ağunun büyüdüğü bir yerdeki hayattan söz etmek mümkün müdür?